Hac ve Umreye Gidecekler Mutlaka Okumalı
Son günlerde adeta turistik geziye dönüşen umre ziyaretleri, görsel şova dönüştü. Kutsal Toprakların özel yerleri haricinde yapılan geziler, mangal partileri, şirket şov yarışları sosyal medyada ibadetin ihlasını bitiriyor. Dakika başı canlı yayınlar ile ibadete odaklanılmıyor. Belirli sayıda kişi bulanlarda bölgeye ücretsiz gittiği için adeta ibadet bir yarış haline gelmiş durumda. Konuyla ilgili Ömer Faruk Müderrisoğlu'nun (Sivas/Arifan Medresesi) yazısını gündeme taşıdık. İşte o özel yazı: ''Umrenin manasına hiçbir şekilde muvafık olmayan bazı haller;
Grup halinde tavaflarda görevlilerin özellikle umrecilerin bağırması talep edilerek Kabe’nin ruhuna ve mehabetine uymayan bir tavaf şekline ısrarla devam etmeleri ve teşvik etmeleri.
Halbuki en azından İrşadu’s-Sari okumuş bir ilim adamına azıcık uğrasalar böyle bir tavafın kesinlikle caiz olmadığını görürlerdi.
Bu tavafta bu milletin evlatlarını abtal muamelesine tabi tutmakta ayrıca cabası.
Şöyleki;
görevli bağırıyor “allahım”
cemaat tekrar ediyor bağırarak “allahım”
görevli bağırıyor “beni”
cemaat bağırıyor “beni”
görevli bağırıyor “affet”
cemaat bağırıyor “affet”.
Allah aşkına bu aziz bir millete abtal muamelesi yapmaktan başka hiçbir anlama gelmez.
Dua kalpten olur, herkes kendi hacetini arz eder.
Allah Teala kimseden kafiyeli ve edebiyatlı dua falan istemiyor.
Son dönemde artık KADIN GÖREVLİLER bağırtıyor cemaati. Dua ettiriyor demiyorum, evet BAĞIRTIYOR. Erkekler arkadan bayan görevlinin dediklerin tekrar ediyor.
Bu ne iştir allahım, başımıza taş yağacak
Allah Teala’nın sağır olmadığı bilincini vermek umreden daha öncelikli bir vazife.
Tavafın namaz gibi olduğu iyice öğretilmeli.
Bizim eserlerimizde tavafta huşuyu bozacağından ve Kabe’ye hürmeti zayıflatacağından Kabe’nin tavanına doğru bakmak bile sui edep olduğu izah edilmişken ve tavaf yapanların yüzlerine bakmanın uygun olmadığı anlatılmış iken geldiğimiz hal içler acısı.
Kabe’ye hürmet artık çok ciddi derecede azalmış
Bunun sebebi ise umrecilere ziyaret edilecek makamların hakları ve hürmetleri kafalarına kazınacak şekilde dersler ile kazınmalı. Misalen Teşviku’l-Enam, Fezail-i Mekke ve’s-Sekenü Fiha, Ahbaru Mekke, el-Azmu’s-Sakin okutulsa Ali Şeriatı denen ruhsuz İranlı sapık yerine konu daha net anlaşılır. Veya Gazali’nin İhyasından Haccın ve Umrenin Sırları okutulsa. Veya da Zekeriya Kahdehlevi’nin Fezailu’l-Hacc eseri kesinlikle okutulsa.
Bunları okumak ve okutmak için bizim önce kurum ve manevi aidiyetlerimizi taassuplaştırmaktan uzak olmamız gerekir.
Kim okuyup okutacak, kendi tetebbuatından bihaber zevat bu aziz milletin önüne Ali Şeriati denen ruhsuz adamı koydular.
Umrede - acı ama gerçek- normal hayatında tesettürlü olanlarda bile mahremiyet bilinci maalesef yerlerde geziyor
Hacılar Mekke ve Medine’de sanki erkeklerden veya erkekler kadınlardan sakınmak ve uzak durmak gerektiği esasından tamamen muaf durumdalar.
Tavafın nasıl başlayıp nasıl biteceğinin yanında TAVAF ALANINA nasıl girilip tavaftan nasıl çıkılacağının pratiği HÜKMÜ ile anlatılmalı. Yanlış duymadınız evet hükmü ile.
Hacer-i Esved’i öpmekten veya izdiham alanlarından uzak durmanın yapılan o tavaftan daha öncelikli öğrenilmesi gereken mesele olduğu izah edilmeli.
Haremde bir tek canlıya ezadan uzak durmanın tavaftan daha öncelikli olduğu anlatılmalı.
Umreciler ihram yasaklarını çok rahat ihlal ettiğinde çoğu görevliler bu duruma mezhep aidiyet bilinci ile değil tam bir cehaletle “Mesele değil, ufak bir sadaka ver” diyerek dem cezası gereken hususları bile çok rahat geçiştirerek mezhep aidiyetlerini terk ediyorlar. Yani mezhepsiz olmanın kısa bir pratiği sergileniyor desek yanlış olmaz. sadakanın miktarı muayyen olmasına rağmen bu dahi izah edilmiyor. “İşte ver birşeyler.” Yazık, çok yazık.
Hacılar umre değil sanki kameraman veya Kabe’den ailesine canlı yayın yaparak riya ve gösteriş peşinde
Tavaf alanı da sanki -haşa, yüzbinlerce haşa- sahne.
Riyanın müminin hayatında umreden daha öncelikli bir konu olduğu ve mutlaka terk edilmesi gereken zorunlu bir mesele olduğu öğretilmeli.
Hocalar ve şirketler müşteri memnuniyeti ve popülist gündeme teslim olarak elin kadınlarının ve kızlarının resimlerini ve videoları çok rahat sosyal medyanın tüm mecralarında paylaşmaktan haya etmiyorlar ve bunun haramlığından çok çok uzaklar
Otellerde hacı ve umreci karşılama merasimleri başlamış. Zannedersiniz düğün gecesi gibi, bir şeyler patlatmalar, hacıların üzerlerine serpiştirmeler.
Pop müzik havasında ilahiler ve tabiki kameralar ile ailelerin ve hanımların Mevla’nın aziz kıldığı mahremiyeti şirketlerin ve görevlilerin daha çok müşteri bulma tamahına kurban edilmekte.
Ziyaret mekanlarının mehabetine uymayan ziyaret şekilleri. Defi kapan manevi mekanların ruhunu hissetmek yerine sanat icra etmeye ve kendini beğendirmeye gidiyor sanki.
Resulullah’ın hatıralarında tefekkür ve sükunet asıldır. Tazim asıldır, tantana vs değil. Kendin duyacak şekilde bir kaside mırıldanmak yerine ziyaret mekanlarında adeta konser verir gibi icraatlara başlanmış olması çok acı. Bu hal mekanların ruhundan ve hissiyatından koparıyor. Ama sorsan adam iş yapıyor.
“Tilkiden din öğrenen tavuk çalmayı sevap zanneder” diyeceğimiz haller çokça
Hanımların daha sükunetli ve dikkatli olması telkin edilecekken kimi zevatın genç kızları haremde koşturması ve peşine takıp sürüklemesi içler acısı.
Kabe’ye girerken tevazu gereği gövde gösterisinden ve “bak biz buradayız, biz varız” manasında anlaşılacak hallerden uzak hiçlik makamında girilmeli. Nihayetinde artık Kabe’nin etrafında müşrikler yok ki kendimizi göstermemiz zaruret olsun. Hepsi iman etmiş insanlar. Tavaf yapmayı bilmeyenlerin ve ilk defa gelenler için şartlarına riayet edecekleri toplu tavaf yapmalarını kastetmiyoruz. Şunun altını özellikle çizelim; Kabe hiçbir şahsın veya grubun varlığını ispat yeri değildir.
Bunlardan Allah aşkına uzak olalım. Maksadım kimseye acı konuşmak ve incitmek değil. Ama bu halleri konuşmaya konuşmaya eriyoruz. Bu hallerden uzak durulmalı. Selam ve dua ile''