Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Afif Marulcu, Ramazan ayının başlaması dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Başkan Marulcu, konuşmasına Ahi Evran’ın ahlaki prensiplerinden alıntı yaparak başladı: “Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol. Dünya malına tamah etme.” ifadeleriyle, ticaret ve toplum hayatında ahlaki değerlerin önemine vurgu yaptı.
Ramazan ayının, sadece manevi açıdan değil, aynı zamanda toplumsal ve ticari sorumluluklar açısından da önemli dersler içerdiğini belirten Marulcu, şu çağrılarda bulundu:
''Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken, affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol. Üreticinin, sanayicinin, esnafların piri Ahi Evran’ın sözlerini rehber alarak cümlelerime başlamak istiyorum.
Ramazan ayının başladığı bu mübarek günlerde, tüm İslam âlemi olarak sabır, yardımlaşma ve paylaşma duygularımızı pekiştirmekteyiz. Bu özel ay, yalnızca manevi anlamda değil, toplumsal ve ticari sorumluluklarımız açısından da bize önemli dersler vermektedir.
Ticaretin ve sanayinin temelini, dürüstlük ve güven oluşturur. Bu anlamda,
Ramazan ayında daha da belirginleşen ahlaki değerlerimize sadık kalmak ve toplumun tüm kesimlerine eşit, adil hizmet sunmak, bizlerin temel görevidir. Ramazan’ın ruhuna uygun olarak, bu dönemde ticaret hayatındaki tüm aktörlere çağrıda bulunuyoruz:
Topluma olan sorumluluğumuzu unutmadan, fiyat artışlarına karşı duyarlı olalım, toplumu mağdur etmeden, kazancımızı adil bir şekilde sağlama gayretinde olalım.
Kapitalist sistemin kısır döngüsünde, kar elde etme hırsı bazen ticari etik değerlerin önüne geçebilmektedir. Ancak unutmamalıyız ki, gerçek kazanç sadece finansal değil, topluma olan sorumluluğumuzdan kaynaklanmalıdır. Ramazan, yalnızca bireysel olarak değil, toplumsal olarak da "nefsimize" karşı durabileceğimiz, "paylaşma" ve "yardımlaşma" duygularını pekiştirebileceğimiz bir aydır. Bu dönemde, ticaretin özü olan adalet ve eşitlik ilkesine sadık kalmalıyız.
Bununla birlikte, her zaman olduğu gibi, sanayimizin sürdürülebilir büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak için iş birliği ve dayanışma içerisinde çalışmaya devam edeceğiz. Ramazan’ın bereketi, birlik ve beraberliğimizle güç bulacak, ticaret hayatımızda da bu değerler ön plana çıkacaktır.
Dünya’nın birçok ülkesinde ticari faaliyette bulundum. Diğer dinlere mensup Hristiyan, Musevi ve Budist olanlar bile işyerinde Ramazan ayında Müslümanların önünde yeme ve içme faaliyetinde bulunmayarak saygı göstermektedirler. 623 yıl dünyanın süper gücü olarak ve son 100 yıldır dünyaya süper güç olma yolunda çalışan kadim bir Devletin bireyleri vatandaşları olarak edeb örf ve adetlerimize sımsıkı sarılarak.
Ramazan ayında oruç tutan bireylerin önünde yeme içme eylemlerinin olabildiğince azaltılması, insani ve imani bir sorumluluktur. Hep birlikte Ramazan’ın ruhuna uygun, toplumda paylaşma, dayanışma ve hoşgörü duygularının güçlendiği, karşılıklı saygı ve anlayışın arttığı bir atmosfer oluşturmalıyız.
Ramazan ayının tüm İslam alemi için barış, huzur ve bereket getirmesini Allah’ü Teala’dan diliyorum. Hayırlı Ramazanlar!''